Anlamı Karıştırılan Kelimeler
- Adaptasyon – Uyarlama
- Adapte – Uyarlanmış
- Ağdalı – Anlaşılması güç, karmaşık
- Ahenk – Uyum, düzen
- Akıcılık / Akıcı – Sürükleyici olma, okuyanı sıkmama
- Aktüel – Güncel, edimsel
- Alafranga – Batı tarzında, Türk geleneklerine uygun olmayan
- Alaturka – Türk geleneklerine uygun
- Anlatı – Hikâye etme
- Bağdaşıklık – Anlamsal uyum, sözcüklerin anlamca birbirini tamamlaması
- Bağdaşmak – Uyuşmak
- Bağlaşıklık – Dil bilgisi yönüyle uyum
- Bağnaz – Başka fikirlere kapalı
- Banal – Bayağı, sıradan
- Basiret – Sezgiyle doğruya ulaşma yetisi
- Betik – Yazılı olan şey (kitap, mektup, pusula vb.)
- Biçem – Üslup, tarz, anlatım biçimi
- Bilinç akışı – Kahramanın hayallerinin plansız, arka arkaya verilmesi
- Burjuva – İmtiyazlı, seçkin, soylu
- Bayağı – Herhangi bir özelliği olmayan, sıradan
- Çağdaş – Aynı çağda yaşayan, uygar
- Çağrışım – Hatırlatma
- Çeşni – Çeşit, tat, hoşa giden özellikler
- Dejenere – Yozlaşmış, aslını koruyamamış
- Demarke olmak – Sıyrılmak, boşta kalmak
- Devinim – Hareket, eylem
- Diksiyon – Duru, kurallara uygun güzel konuşma
- Dikte etmek – Bir düşünceyi zorla kabul ettirmek
- Dinleti – Bir topluluğa bir şeyler anlatmak / konser
- Dingin – Durgun, hareketsiz, sakin
- Diyalog – Karşılıklı konuşma
- Doğaçlama – Metne bağlı kalmadan, içinden geldiği gibi konuşma
- Doğallık – Yapmacıksız, gösterişsiz
- Dramatik – Acıklı
- Duyarlılık – Hassasiyet
- Edimsel – Hareketli, fiili
- Eğreti – Geçici, sınırlı
- Ego – Ben
- Empoze – Zorla kabul ettirme
- Erek – Amaç, maksat
- Etik – Ahlaki, ahlakla ilgili
- Fantezi – Sonsuz hayal
- Fenomen – Olay, olgu
- Fonetik – Ses bilgisi
- Görece – Kişiden kişiye değişebilme durumu
- Güdük kalmak – Bitmemiş, sonu gelmemiş biçimde olmak
- Güdüm – Yönetme işi; bir süreci yöneltme ve düzenleme
- İçerik – Bir şeyin içerisindekilerin tümü, muhteva
- İhtiyatlı – Önlem alan, ileriyi düşünerek ölçülü davranan
- İkilem – Çatışma, iki durumdan birini seçme zorunluluğu
- İlentİ (İlinti) – İlgi, ilişki
- İma – Dolaylı, üstü kapalı anlatma
- İmge – Hayal, hülya
- İnan – İnanma işi
- İndirgeme – Bir işi daha kolay, kısa ve yalın hale getirme
- İrdelemek – Detaylı olarak incelemek
- İroni – Alaylı söyleyiş
- İşlev – Görev, fonksiyon
- İtere etmek – Tekrarlamak
- Iğreti olmak – Rahatsız olmak
- İvedi – Acele
- Jest – El, kol veya baş ile yapılan anlamlı hareket
- Kanıksamak – Alışmak, bıkkınlıkla kabullenmek
- Kült – Belli dönemde aşırı ilgi gören roman, film vb.
- Layüsel – Hesap sorulamaz (varlık)
- Metruk – Bırakılmış, terk edilmiş, kullanılmayan
- Meyus – Karamsar, umutsuz, mutsuz
- Mistik – Aklın erişemediği şey
- Müşkülpesent – Zor beğenen
- Namütenahi – Sonsuz
- Natık – Konuşan, söz söyleyen
- Naif – Deneyimsiz, toy
- Nahif – Kibar, narin
- Nasyonal – Ulusal
- Nicelik – Sayılabilen, ölçülebilen çokluk
- Norm – Uyulması gereken kural, düzgü
- Nufuz (Nüfuz) – Etki, söz geçirme
- Nükte – İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz, espri
- Özgün – Yalnız kendine has bir nitelik taşıyan, farklı, orijinal
- Payanda – Destek, dayanak
- Paye – Derece, aşama
- Paradigma – Değerler dizisi
- Realite – Gerçeklik
- Salık vermek – Öğüt vermek, tavsiye etmek
- Sav – İddia, tez
- Şekerrenk – Dostluk ilişkilerinin bozulması
- Süreğen – Sürüp giden
- Tasavvur etmek – Kafada canlandırmak, hayal etmek
- Tem – Tema
- Versatil – Çok yönlü, becerikli
- Yadsımak – İnkar etmek
- Yazın – Edebiyat
- Yeknesak – Tekdüze
- Yetke – Otorite
- Yoğunluk – Yazıda birçok anlamın bir arada olması
